İmamoğlu'nun İsimli Görevliminden Şok İtiraflar! 'Susarsan Vekil Yaparım' Açıklaması

İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında yeni skandallar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İtirafçı ifadeleri ise dikkat çekici. En son, tutuklandıktan sonra etkin pişmanlık kapsamında ev hapsine alınan Adem Soytekin, İmamoğlu'nun kendisiyle iletişim kurmaması için milletvekilliği önerdiğini açıkladı.

İmamoğlu'nun İsimli Görevliminden Şok İtiraflar! 'Susarsan Vekil Yaparım' Açıklaması

Ekrem İmamoğlu'na ait olduğu belirtilen rüşvet ve kara para aklama ağı, her yönüyle gün yüzüne çıkarılıyor.

İmamoğlu'nun finansörü olarak tanımlanan Adem Soytekin, soruşturma kapsamında tutuklanmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak, yasa dışı faaliyetlerini güvenlik güçlerine bildirdi. Şu an ev hapsinde bulunan Soytekin, bu kez kirli ilişkileri kamuoyuna ifşa etti.

YeniŞafak'tan Burak Doğan'a açıklamalarda bulunan Soytekin, İmamoğlu ile tanıştığı dönemi, Beylikdüzü'ndeki rüşvet ağına giden süreç ve yolsuzluk soruşturmasından sonra yaşanan gelişmeleri sıraladı.

"İMAMOĞLU İLE 2010'DA TANIŞTIM"

Soytekin, şu şekilde konuştu:

"Ben 1979 yılında Trabzon/Araklı'da doğdum. Ailem İstanbul'a göç ettiğinde 3-4 yaşlarındaydım. Gençliğim Avcılar, Beylikdüzü ve Esenyurt’ta geçti. Babam inşaat sektöründe çalışıyordu. Onun projelerine gidip gelirdim. Askerlik hizmetimi tamamladıktan sonra ailemizin işlerini düzene soktum ve kendi işime giriş yaptım. Günal İnşaat adında bir firmada ortaklık yaptım. İnşaat ve park-bahçe işleri yürüttük. 2010 yılında ortağım vefat edince kendi firmamı ASOY'u kurdum; o yılda bile çalışan sayım yaklaşık 1.500 kişiydi. 2013'te ise müteahhitlik yaparak konut projeleri geliştirmeye başladım.

İmamoğlu ile 2010-2011 yıllarında tanıştım. O dönem siyasetçi değildi; Trabzonspor yönetiminde iken yollarımız kesişti. Aynı iş alanında faaliyet gösterdiğimiz için sonrasında işbirliği yapmaya başladık. Yaptığı bir projenin detayları için bana teklif sundu; benim de uygun gördüğümde birlikte çalışmaya başladık.

"KASA İDDİALARI BEYLİKDÜZÜ'NDE ORTAYA ÇIKTI"

Soytekin, İmamoğlu'nun kasası olduğu yönündeki iddialara yanıt verirken şunları ekledi:

"Bu, açıklığa kavuşturulması gereken bir meseledir. Sizin taahhüt şirketiniz var ve fatura kesiyorsunuz; sigortalı çalışana sahipsiniz, alt taşeron olarak faaliyet gösteriyor ve kaba inşaat yapıyorsunuz. Bu durum, toplumsal açıdan kalfa olarak algılanabiliyor. Ben de o dönemde kaba inşaat yapıyordum. Sıvacılık işim yok ama inşaatlardaki sıvacılar ve demirciler benim kardeşlerimdir. Üzerimden sıvacılığı küçümsemek bana garip geliyor.

İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, benden hiçbir talepte bulunmadı. Seçim sürecinde dost olduğumuz için yardımcı olduk. Belediyenin ilk dönemlerinde, bütçe kısıtlıydı ve çeşitli projeler için 'Şunları yapmamız lazım' diye talep etti; biz de hayata geçirdik. Kreşler, muhtarlık hizmetleri, kavşak düzenlemeleri gibi işler yaptık. Bu süreçte herhangi bir kar amacı gütmüyorduk. Örneğin, bölgedeki okul projeleri için firmalar bizimle irtibat kuruyordu. Fiyat anlaşmasını yaptıktan sonra, inşaatı gerçekleştiriyorduk; onların da bize karşılık olarak kısmen daire, kısmen çek ve kısmen nakit ödeme yaptıkları oluyordu.

Kasa iddiaları Beylikdüzü döneminde ortaya çıktı. Örneğin, birisi bölgeye okul yaptırıyor ve parayı benim hesabıma yatırıyordu. O okulun yapılacağı kişi ile aramdaki ticari bağı bilmedikleri için 'Belediye okulu yaptı, parayı bu kişiye verdiler. Dolayısıyla bu kişi kasadır, paralar burada toplanıyor' dediler. Ancak ben kasa olamazdım. Tüm şirket kayıtlarım ve kişisel hesap bilgilerim incelenmeli; bu konuda zaten gerekli çalışmalar yapılıyor.

"SİSTEMİ GÖZALTI SONRASINDA DUYDUM"

İmamoğlu'nun oluşturduğu 'sistem' ile ilgili de düşüncelerini paylaşan Soytekin, şu ifadelere yer verdi:

"Bu sistem kavramını da gözaltı sonrası öğrendim. Yani anlaşılan o ki, paranın bir yerde toplanıp sonra dağıtıldığı bir düzen var. Kaçak ödemeler de oradan gerçekleştiriliyor.

Etkin pişmanlık mekanizmasından yararlanan yakın çevremdeki kişilerin ifadeleri beni oldukça şaşırttı.

Buradan anlaşılıyor ki, ortada gerçekten bir havuz var ve bir yerde toplanan bir para söz konusu. Eğer bir sistem varsa; bu yalnızca nakit ile ilgilidir, konutların bu sistemin parçası olduğunu düşünmüyorum.

Eğer bir sistem mevcutsa, İmamoğlu’na ait olabilir. Benim buna dair bir ayrımım yok. Sistemin sahip olduğu güvenli evlerin bulunduğunu duydum.

Ertan Yıldız'ın Viyana'da iki farklı inşaat projesi yürüttüğünü biliyorum. Bunların Ekrem İmamoğlu'nun bilgisi dışında olması mümkün değil. Yıldız'ın orada iş yaptığı Tütüncü ailesi, Ekrem Bey ile yakından ilişkilidir. Yıldız Tütüncü ile ailesi bir iş yapıyorsa, bunu Ekrem Bey'den saklayarak gerçekleştiremez.

"OPERASYON OLACAĞINI ÖNCEKİNDEN BİLİYORDUK"

Operasyon tarihinin daha önceden sızdırıldığı yönündeki yorumlara yanıt veren Soytekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ocak ayında bu durumu biliyordum. Ancak boyutunu, şeklini ve kapsamını tam olarak kestiremiyordum; ama bir operasyon yapılacağı ve adı geçen isimlerin arasında benim de yer aldığımı o zaman öğrenmiştim. Bize 'Bir operasyon olacak ve biz gözaltına alınacağız' denildi.

Bu bilgi, birden fazla kişi tarafından bana iletildi. Bilgi kaynağım Mehmet'ti. (Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu avukatı) Hatta tek başına o iletmedi. Mehmet Pehlivan'a 'Bir operasyon yapılacağı söyleniyor' dediğimde, 'Evet, bilgimiz var. Gözaltı listesinde yer aldığını biliyoruz' diye yanıt verdi.