Keban HES: Türkiye'nin Elektrik İhtiyacının %8'ini Karşılıyor! İşte Detaylar

Türkiye’de üretilen hidroelektrik enerjinin yaklaşık yüzde 7-8’i Keban HES tarafından sağlanmaktadır. Keban Barajı ve HES, hidroelektrik enerjinin yanı sıra güneş enerjisi üretimiyle de Türkiye'nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli bir katkı sunmaktadır.

Keban HES: Türkiye'nin Elektrik İhtiyacının %8'ini Karşılıyor! İşte Detaylar

Türkiye'nin enerji tarihi açısından büyük bir öneme sahip Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES), 9 Eylül 1974'te faaliyete geçmişti ve bu yıl 51. yıldönümünü kutladı. Bu tesis, Türkiye'deki hidroelektrik enerji üretiminin yaklaşık %7-8'ini karşılamakta olup, yıllık 6,6 milyar kilovatsaatlik bir üretim kapasitesine sahiptir. Ayrıca, 1330 megavatlık kurulu gücü ve 8 ünite bulundurarak, ülkenin enerji arz güvenliğinde hayati bir rol oynamaktadır.

Keban Barajı, işletmeye alındığı dönemde Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %31'ini karşılayarak oldukça büyük bir başarı göstermişti. Günümüzde bile ülkenin en büyük üçüncü HES'i olma konumunu korumakta ve Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre, kuruluşu boyunca toplam 287 milyar kilovatsaat elektrik üretmiştir.

ÜLKENİN ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ ÖNEMİ

Yenilenebilir enerji danışmanı Taner Ercömert, Keban Barajı ve HES'in Türkiye'nin enerji üretimindeki kritik rolünü değerlendirdi. Ercömert, santralin ilk dört ünitesinin devreye girdiği 1974 yılında Türkiye'nin elektrik üretim kapasitesinin 13,5-14 milyar kilovatsaat olduğunu ifade ederek, "O dönemde ülkenin en büyük elektrik üretim tesisi konumundaydı. Keban HES, yıllık 4-7 milyar kilovatsaat aralığında bir üretim gerçekleştirerek, ülkenin enerji sorunlarına ciddi çözümler sunmuştu." şeklinde konuştu.

Keban HES'in hala Türkiye'nin elektrik üretiminde önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayan Ercömert, "Ülkemizde üretilen hidroelektrik enerjinin yaklaşık %7-8'ini Keban HES sağlamakta ve santralin toplam elektrik üretimine katkısı %1,5-2 seviyelerindedir." diyerek bilgi verdi.

Ayrıca Ercömert, barajın tarım, sulama ve içme suyu temininde de önemli bir rol üstlendiğini belirterek, Keban Barajı ve HES'in Fırat Nehri üzerinde kritik bir havza barajı olduğuna dikkat çekti.

Ercömert, Fırat Nehri'nden elde edilen elektrik üretim düzenlemesinin Keban'dan başladığını belirtirken, tesisin üstünde inşa edilen yüzer güneş enerjisi santralinin (GES) de önemli bir enerji kaynağı olduğuna değindi.

Ercömert, Türkiye'deki HES'lerin enerji arz güvenliğindeki etkisine de vurgu yaparak, "HES'ler 2024 yılında üretilen elektriğin %21,5'ini, 2025 yılının ilk 8 ayında ise %18,2'sini sağladı. Bu veriler, HES'lerin ülke elektrik üretiminde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gözler önüne seriyor." değerlendirmelerinde bulundu.

YÜZER GES PROJELERİYLE ENERJİ ÜRETİMİ ARTIYOR

Keban Barajı ve HES, hidroelektrik enerji üretiminin yanı sıra güneş enerjisi üretiminde de Türkiye'nin yenilenebilir enerji hedeflerine katkıda bulunmayı sürdürüyor. DSİ verilerine göre, Keban Barajı, Türkiye'deki su toplama havzasının yaklaşık %70'ini kontrol eden bir yapı olarak, akış aşağısındaki GAP barajlarına düzenli su sağlamaktadır.

Barajda oluşan su gölü, 31 milyar metreküplük hacmiyle, 125 kilometre uzunluğunda ve yer yer 18 kilometre genişliğinde olduğu biliniyor. Bu göl, hem bölgenin coğrafyasını değiştirmekte hem de balıkçılık, turizm ve ulaşım gibi ekonomik faaliyetleri desteklemektedir.

Keban Barajı, aynı zamanda geçen yıl devreye alınan Türkiye'nin ilk yüzer güneş enerji santraline ev sahipliği yapmaktadır. Bu yüzer GES'in yaklaşık 1 megavat kurulu gücü bulunmakta ve yıllık 1,8 milyon kilovatsaat elektrik üretimi öngörülmektedir. Üretilen enerjinin, Kuzova Pompaj Sulama Sistemi'nin elektrik ihtiyacını karşılayarak, 7 köydeki 4 bin 783 hektarlık tarım alanının sulanmasına katkı sunması bekleniyor.

Gelecek dönemde, Keban Barajı'ndaki GES kapasitesinin artırılması ve benzer projelerin diğer barajlarda uygulanması planlanmaktadır. Ülke genelindeki 944 barajın %10'unda yüzer GES kurulması halinde, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %25'inin karşılanabileceği öngörülmektedir. Bu proje, Türkiye'nin yenilenebilir enerji üretiminde kayda değer bir adım olarak öne çıkmakta ve sürdürülebilir enerji çözümlerine büyük katkı sağlamaktadır.